Dersim'de son viraja girilirken...

Dersim’de seçimlere 11 gün kala Dersim'de BDP'li adaylar Mehmet Ali Bul ve Nurhayat Altun, hummalı bir çalışma yürütüyor. Kentte seçim yarışının BDP ile CHP arasında geçeceği neredeyse kesin. Bağımsız adayla seçime katılan DHF çevresine ise şans tanınmıyor. Yapılan yorumlar, BDP’nin oylarını her geçen gün artırdığı yönünde.

GÜN SABAH 6’DA BAŞLIYOR

Güne sabah 06.00'da başladığını söyleyen Nurhayat Altun; bir saat kadar okumalar yaptıktan sonra, Dersim merkezde kurulan seçim bürosunda daha önce kararlaştırılan programa uygun olarak çalışmaya başladığını söylüyor. Dersim'in bütün mahallelerine ziyaretler yaptıklarını, neredeyse girmedikleri ev kalmadığını söyleyen Nurhayat Altun'a bazen çarşı pazardaki esnafla sohbette, bazen bir hasta ziyareti için hastanede, bazen de hayatını kaybetmiş birinin taziyesinde rastlamak mümkün. Seçim çalışması yürütürken, rakipleri hedef alan bir propaganda faaliyeti içinde olmadıklarını söyleyen Altun; kendilerinden önceki belediye yönetiminin başlattıkları işleri devam ettireceklerini, ama halkla birlikte Dersim'e yeni bir çehre kazandıracaklarını da anlatıyor.

GENÇLİĞİN HEYECANI

Sadece adaylar değil, kadın-erkek, yaşlı-genç Devrimci Güç Birilği gönüllüleri; kentin her yerinde karınca gibi koşturuyorlar. Dersim Newrozu'nu bir seçim mitingine dönüştürmek için çalışıyorlar. Özellikle Dersim Gençliği'nin heyecanı gözle görülür. Newroz 20 Mart'ta kutlanacağı halde, bir gece önce görkemli bir kalabalıkta yaptıkları yürüyüş ve yaktıkları Newroz ateşini anlatmamak olmaz. Kentteki sivil toplum örgütleri de bu çalışmanın birer bileşeni. Neredeyse tamamı, BDP adaylarına açık desteğini deklare etmiş durumda. Bunu seçim bürosundaki insan sirkülasyonundan da anlamak mümkün. Çeşitli yaşlardan, çeşitli mesleklerden pek çok Dersimli; büroyu mesken edinmiş durumda. Destek derken kulislerde konuşulan bir ayrıntıyı da belirtmek gerek: Bölgede süren çözüm sürecinin Dersim'de özellikle asker ve polis oylarını da etkileyeceği konuşuluyor. Aralarında Özel Tim'lerin de olduğu bazı kesimlerin sürecin devamından yana olmak için BDP adaylarına oy verecekleri kentte yüksek sesle ifade ediliyor.

BURADA HERKES MERKEZ KOMİTE!

Çeşitli siyasal parti ve akımlar tarafından oluşturulan Devrimci Güçbirliği'nin de desteklediği BDP'nin Dersim adayları; kentte çalışırken Dersim'in özgün kimliğine dair yürütecekleri politikalar hakkında uzun uzun konuşuyor. Kentte yaklaşık 10 yıldır süren BDP belediyeciliğinden herkesin memnun olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yılların birikimi olan politik bilinç sayesinde politikacıların belki de en rahat ettiği yerlerden biri olan Dersim'de, küçük çocuklardan yaşlılara kadar herkes seçim havasına girmiş durumda. Ancak bu politik bilinç haliyle, adayları da zorluyor, çünkü karşılarında soru soran bir seçmen kitlesi var. Bunu bir Dersimli "Burada herkes Merkez Komite" diye esprili bir şekilde tarif ediyor.

CHP-AKP BİLDİĞİNİZ GİBİ…

Dersim'de CHP; özellikle 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası kentte üniversite ve çeşitli kamu kurumlarında örgütlü olduğu bilinen cemaatin desteğini almış durumda. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun son Dersim mitinginde, umduğu kalabalığı bulamaması ise bu desteğin halkta çok da yansımasını bulamadığını gösteriyor. AKP'nin Dersim'deki seçim çalışması ise bildiğiniz gibi; bol gıda paketli, kömürlü ve polis aracı destekli. Dersim'den ilk gün izlenimlerimiz bu kadar. İkinci gün Dersim Newroz'undan detaylar paylaşmaya çalışacağım...

 

Bul: Dersim'in ihtiyacı özgürlük ve öze dönüş

Mehmet Ali Bul, Dersim'in en iddialı adayı. Bunun arka planında, Bul'un, iki dönemdir kenti yöneten BDP'nin, HDP, ESP, EMEP ve Partizan ile oluşturduğu Devrimci Güç Birliği ittifakının adayı olması var

İkinci olarak ise Bul, halkın söylemiyle "ithal" değil. 1967 Dersim doğumlu. İl Özel İdaresi'nde 30 yıla yakın bir zamandır çalışıyor. 2010 yılından bu yana Yol-İş Sendikası 2 No'lu Şube'de Mali Sekreterlik görevini yürütüyor. Sendikal çalışmasının yanı sıra kentin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin de yıllardır içinde yer aldı.

Kendi deyimiyle, kentte ayağının değmediği mahalle, sokak, taş kalmamış.

Bul, 6 aday adayı arasından 420 delegenin 213'ünün oyunu alarak seçildi.

ANF'nin sorularını yanıtlayan Bul, neden aday olduğunu açıklarken, sendikalar cephesinden de bir adayın çıkması gerektiği fikrinin olduğuna dikkat çekti ve ekledi: "Dersim halkının acılarla dolu bir tarihi var. Dersim halkına hizmet etmek onur ve gurur verici. 10 yıldır yerellerde yönetimlerdeyiz. Ben de Dersim halkının davasına hizmet için aday oldum."

Tunceli Eş Belediye Başkan Adayı Mehmet Ali Bul'un ANF'nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

BDP 10 YILDIR KADINLA YÖNETİYOR

Kenti, 10 yıldır BDP'li yönetiyor. Siz bu yönetim anlayışına ne katacaksınız? 

BDP, 10 yıldır bu kenti kadınla yönetiyor. Kadının, Rahip Sümer devletinden bu yana sömürgeleştirildiği, her şeyinin çalındığı bir sistemin içindeyiz. Kadınların yönetmesi, Kürt siyasal hareketinin insanlığa sunduğu yeni bir penceredir, yeni bir umuttur aslında. Kadının rengi Dersim'in her tarafına sindi. Ancak Kürtler tarih boyunca hep siyasetten uzak tutuldu ve biz yönetimde yeniyiz. Bu durum kimi eksiklik ve yetersizlikleri de beraberinde getiriyor. Toplumun demokratik bazı teamüllere hazır olmadığı da düşünüldüğünde eksikliklerimiz oluyor, oldu. Özellikler kurumlarımız arasındaki diyaloglarda eksiklikler yaşandı. Yönetimde katılımcılığı sağlamak açısından mahalle meclislerinden kadın meclislerine, meclislerin oluşumunda ciddi sıkıntı ve eksiklikler yaşandı. Ancak buna rağmen, sistemin merkezi belediyecilik anlayışını reddeden bir yerel yönetim anlayışımız oldu. Sosyal alanda çalışmalara ağırlık verildi. Özellikle kadın danışma merkezleri ile eğitim destek evlerinin açılması... Ayrıca kültür sanat etkinlikleriyle kendi özüne dönme çabasında olduk. Benim bu konuda yapabileceklerime gelirsek; bu bir yürüyüştür, halk davasıdır, özüne dönme mücadelesidir. Var olan projeleri devam ettireceğiz. Ayrıca demokratik özerkliğin inşası, 21. yüzyılın projesi olarak önümüzde duruyor. Önderliğin bu projesi hayat bulduğunda, Ortadoğu'daki savaş, katliam ve acılar son bulacaktır, tüm halkların kardeşçe ve eşitçe yaşayacağı coğrafya oluşacaktır. Bu doğrultuda yerel yönetimlerde demokratik özerkliğin inşası içerisinde olacağız. Anadilde eğitimin sağlanması için mücadele edeceğiz. İnançlarımızın, kutsallarımızın korunması için mücadele edeceğiz. Bu anlamda belediyenin var olan projelerini geliştirerek, devam ettireceğiz.

DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİ ADIM ADIM ÖRECEĞİZ

Demokratik özerkliğin inşasının mekanizmaları ne olacak? Dersim'de nasıl inşa edilecek?

Demokratik özerkliğin inşası bugünden yarına olabilecek bir durum değildir. Binlerce yıllık toplumun alışkanlıkları ile kapitalist modernitenin kendisi dayatması var. 2009 seçimlerinde belediye sayımızı 50'den 100'e çıkardığımızda sistemin topyekün saldırısı ile karşılaştık. Çünkü, sistem, demokratik özerkliğin inşasının kapitalist moderniteyi tehdit ettiğini öngörerek çok ciddi bir saldırı politikası geliştirdi. Ancak buna rağmen, biz demokratik özerkliği tüm boyutlarıyla adım adım örmeye kararlıyız.

Bunun mekanizması ne olacak?

Temel araç meclisler; mahalle meclisleri, kadın meclisleri, kent meclisleri. Bu meclisler, toplumun sorunlarını, ihtiyaçlarını, taleplerini tespit edecek, belediye meclisleri ise bunları hayata geçirecek. Halkla, kadınla ve gençlerle birlikte yöneteceğiz. Meclislerin yanı sıra eş başkanlık sistemi de bu yönetim için önemli bir olgudur.  6 bin yıllık egemen anlayışı ters yüz eden devrimci ve eşitlikçi bir anlayıştır. Kadın ve gençlik hareketimiz, örgütlerimiz, kent konseylerimiz, köy komünlerimizle birlikte yöneteceğiz.

Köy komünlerini nasıl örgütleyeceksiniz? 

Köy komünleri, köylülerin kendi içlerinde oluşturdukları, merkezi sistemin hegemonyasının dışında kalan örgütlenmelerdir. Bu nedenle köye dönüşler de çok önemlidir bizim için. Köye dönüşlerin teşvik edilmesi gerekiyor. 

KÖYE DÖNÜŞÜ TEŞVİK EDECEĞİZ

Köye dönüş koşulları bile mümkün değilken, siz bu köy komünlerini nasıl hayat geçireceksiniz?

Yerel yönetimler olarak köye dönüşü teşvik edeceğiz. Özellikle büyükşehire göç etmek zorunda kalan, işsizlikle, onlarca sorunla boğuşan hemşehrilerimize dönük çağrılarımız olacak. Köylerin yollarının onarılması, alt yapısının yapılması yönünde çalışmalarımız olacak.  Halkımız, buna seferberlik duygusuyla baktığında yeniden toprağıyla barışık bir şekilde yaşayabilir. Köy komünleri, toplumun özgürleşmesi için de önemli olacak. 

ÖZGÜRLEŞME VE ÖZE DÖNÜŞ

Dersim'in ihtiyacı ne?

Dersim'in ilk ihtiyacı; özgürleşme ve öze dönüş. Cumhuriyet tarihinden önce olduğu gibi kendi yönetimlerini oluşturması ve kendi dili, kültürüyle özgürce yaşaması. Bugün o kadar derin bir tahribat var ki, kendi çocuklarımız bile anadilini kullanamıyor. Öze dönüşün temelini, alt yapısını oluşturacağız. Dersim ayrıca küresel sermayenin yarattığı çevresel sorunlarla boğuşuyor. Örneğin, bu mevsimde buralarda 1 metre kar olmalıydı. Ancak yok. Bu önümüzdeki dönemde, içme suyu sorununu gündeme getirebilir. Şimdilik böyle bir sorun yok, çözüm üretildi, ancak 20-30 yıl sonrasını da öngörmek zorundayız.

AYAĞIMIN DEĞMEDİĞİ TAŞ KALMADI

Dersim'e yönelik müdahaleler oluyor, dediniz. Seçim zamanı geldikçe müdahale anlamında neler yaşanıyor?

Seçim dönemlerinde merkezi iktidarların, onların siyasal partilerinin ve işbirlikçilerinin Dersim'i BDP'den geri almak için girişimleri oluyor. Öngördüğümüz demokratik özerklik inşasının da önünü kesme çabaları oluyor. Ancak biz dersim halkına gerçekten güveniyoruz. Dersim halkı, sistem partilerine oy vermiştir ancak hiçbir zaman fiili olarak katılmamıştır. Yerel yönetim anlamında yarattığımız örnekler var. 10 bin insanımız cezaevinde. Bunların hiçbiri hırsızlıktan yargılanmıyor. Anadilini istediği için yargılanıyor. Bu durum, halkta da güven yaratmış durumda. Bu dönem, "Hep dışarıdan aday gösteriliyor" söylemini de kırdık. 30 senedir bu kentte ayağımın değmediği mahalle, sokak ve taş kalmadı. Tüm bu nedenlerden dolayı içimiz rahat. 

CHP TEKÇİ ÖZÜNE DÖNMÜŞ OLDU

CHP'ye cemaat desteğinden bahsediliyor. Sizin bu konuda yorumunuz, gözleminiz nedir? 

Cemaat, 1980 öncesi ve sonrasında hep iktidarlara yakın durdu,  kendini bu şekilde var etti. O emniyet ve hukuk içinde bugün devasa bir güç haline geldi ve gücü artık iktidarları silkeleyen bir boyuta vardı. "KCK operasyonları" adı altında yapılan siyasi operasyonları AKP ile birlikte yürüttüklerini gördük. El ele kol kola 10 bin insanımızı sırf düşüncesinden dolayı zindanlara attılar. Geldikleri noktada iktidar savaşlarına girdiler. Bu ortamda, CHP de, "Ben buradan ne koparırım" arayışına girdi. Hemşerimiz ABD'ye gittiğinde, Gülen'le görüştü. Döndüğünde açıktan olmasa bile ittifak yönelimleri değişti. MHP ile temasları oldu. Kılıçdaroğlu ile yaratılan hava tamamen bitti, "tekçi" özüne dönmüş oldu.  Bu ülkede bir sosyal demokrat parti şart. Sosyal politikaları olmayan bir ülkede barış da olmaz. Güçlü bir sosyal demokrat yapı olsaydı, 30 yıldır devam bu savaş belki de bu boyutlara varmazdı. Çünkü, iktidarların karşısında sosyal politikalar üretecek bir sosyal demokrasi yok. CHP'nin ittifak arayışlarının sonucu, Ankara'da Mansur Yavaş gibi bir ismi aday göstermek oldu. 

SEÇİMLERİN BAŞARISI MÜZAKERE İÇİN DE ÖNEMLİ

Bu seçimlere referandum anlamını biçiyorsunuz. Neden?

Savaşlar ilelebet sürmez ve bütün savaşların geldikleri bir nokta var. Ve biz şu an o noktayız. 30 yıldır bu coğrafyada gerçekten çok ciddi acılar, travmalar yaşandı. Önderliğin 2013 21 Mart Newrozu'ndaki açıklaması çok önemli. Artık silahlarla değil, demokratik bir toplumun inşasının siyasal alanda yapılan mücadele ile mümkün olabileceği belirtildi, barış deklarasyonu yayınladı. Bu barış deklarasyonunun güçlü kılınması, bütün halklar için önemli. Türk halkı için de önemli. Çünkü Kürt halkı özgürleşmeden Türk halkı özgürleşemez. Herkesin bu barış sürecine bir katkı sunması gerekiyor. Şayet Kürdistan'da bugünkü belediye sayımızın çok altına düşersek, NATO'nun gladyosu Türkiye'de yeniden savaşı derinleştirecek. Ama 100'ün üzerinde güçlü bir belediyecilik anlayışı ile güçlü bir halk iradesi gerçekleşirse, müzakerelere geçilecektir. Kürt Alevilerin, Kürtlerin, kadınların, tüm ezilenlerin bir umudu olarak bu seçim bir referandum niteliği taşıyor. Eğer bu referandumu kaybedersek, kıyım, savaş derinleşecek. BDP'nin desteklenmesi barış ve çözüm için çok önemli.

 

 

 

 
TUNCELİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI
 
      Oy Oranı Toplam Oy
1. DTP - Demokratik Toplum Partisi 30,0 4.035
2. Bağımsız - Bağımsız 24,5 3.291
3. AK PARTİ - Adalet ve Kalkınma Partisi 21,6 2.909
4. CHP - Cumhuriyet Halk Partisi 15,1 2.027
5. BTP - Bağımsız Türkiye Partisi 3,0 406
6. IP - İşçi Partisi 2,3 313
7. DSP - Demokratik Sol Parti 2,0 272
8. HAK-PAR - Hak ve Özgürlükler Partisi 0,5 62
9. MHP - Milliyetçi Hareket Partisi 0,4 55
10. DP - Demokrat Parti 0,2 33
11. ANAP - Anavatan Partisi 0,2 22
12. SP - Saadet Partisi 0,1 18
13. BBP - Büyük Birlik Partisi 0,0 4
14. TKP - Türkiye Komünist Partisi 0,0 1
15. LDP - Liberal Demokrat Parti 0,0 0
16. MP - Millet Partisi 0,0 0
17. EP - Emek Partisi 0,0 0
18. HYP - Halkın Yükselişi Partisi 0,0 0
19. ÖDP - Özgürlük ve Dayanışma Partisi 0,0 0
20. BDP - Barış ve Demokrasi Partisi 0,0 0
21. Diğer Bağımsızlar - Diğer Bağımsızlar 0,0 0